Darlantı

Sıkılıyorsunuz bugünlerde, değil mi? Canınız çok sıkkın, tadınız yok. Birçoklarınız gülerek, hiçbir şey yokmuş gibi davranarak geçiriyor günlerini, çünkü başka çare göremiyor. Bazılarınız da daraldıkça daralıyor, zorlanıyor, ama elinden de bir şey gelmiyor. Kimileri intiharı falan bile düşünüyor olabilir, iyice ümitsizliğe kapılarak. Herkes haklı. Hepiniz haklısınız.

Kısacık ömrümüzde çok fazla şey gördük. En azından, makro açıdan. (Mikroya girmenin manası yok, herkesin mikrosu kendine ne de olsa.) Ama makro, bizi yoruyor.

Biz de insanları yoruyoruz. Herkes birbirini yoruyor, herkes hep beraber düşüşe geçiyor. Camus’nün La Chute isimli öykü kitabından yola çıkarak fark etmiştim ben mesela, para-şütün anlamını. Ama bunun da konumuzla alakası yok.

Konumuz virüs.

Aslında o da değil. Asıl konumuz, darlantı. Darlantı diye bir kelime yok, ama olabilir bence. Çünkü sondaki I harfi, içimizdeki darlanmayı daha da vurguluyor.

I harfinden pek hazzetmem.

Darlantıdan da hazzetmiyorum. Ama çare yok. Çekeceğiz bunu, çünkü başa geldi. Hepimizin başına geldi.

Hepimize farklı tezahür etti tabii. Herkesin alımlayışı farklı. Kimilerimiz daha olgun durabilirken kimilerimiz sapıttı.

Sapıtanlardanım ben. Hatta, bu süreci sapıtmalarına meze yapanlardanım. Ama öğreniyorum. Eğitiliyorum. Ve yeri gelince boyun eğiyorum. (Sık sık geliyor yeri. Ama sorun değil, çünkü Cenk Taner seviyorum. Cenk Taner’i anlıyor, hissediyorum. Başımı sadece aşk için, utanmadan eğiyorum.)

Bekliyorum, bekliyoruz. Ve biraz daha bekleyecek gibiyiz. Fakat geçecek bugünler, hepimiz biliyoruz.

Yani aslında, asıl sorun darlantı da değil, görüyoruz. Asıl sorun şu: Bittikten sonra her şey, yeniden başlayınca nasıl olacak?

İşte, şu an elimizde olan tek şey bu. Bugünlerde yaptıklarımız, geleceği değiştirecek.

Mukayyet olun. Daha ziyade, hislerinize. ♣

Darlantı” üzerine 6 yorum

  1. Sapıtmalarını merak etmedim değil :) Artık herkes bir kuple sapıtmaya başladı zaten bu vesileyle ama ben de kendi çapımda zaten var olana biraz ekleme yaptım sanırım; hatta ben de buna “delirik” diyorum. Eve kapanma durumuna da gelince, zaten evde zaman geçirmeyi seven hatta eve kapanmaya da alışkın biri olarak sadece son zamanlardaki rutinlerden kopmak biraz rahatsız etti ama bu durumdan da şikayetim yok. Hatta daha da avantaja çevirme derdindeyim, yakın zamandaki planlar da ertelemelere kurban gidince bundan faydalanmak lazım dedim tabii. Balkonda ektiğim domates fidelerime biraz daha zaman ayırıp bir de yemek yapmaktan bıkmak dışında her şey yolunda gibi; yani “gibi” işte, göreceğiz.. Bakalım, bittikten sonra her şey, nasıl olacak..

  2. Yazmaya ara mı verdiniz acaba? Devam etseydiniz keşke. Blog kültürü sizin gibi değerli yazarlarla devam ediyor.

Yorum bırakın