Evet. Tam da başlıkta belirttiğim gibi. Hayat hikâyemi yazacağım. Bilmiyorum sevgili dostlar. Artık buna hakkım olduğunu düşünüyorum. Belli bir süreç geçirdim. Evet, evet. Yani evet.
Durun hemen kızmayın, “ukala dümbeleğine bak, ne yaşadı da ne yazıyor” demeyin. Ya da deyin. Diyin. Bir türlü oturtamıyorum şu “demek” kelimesinin ünlü daralması olayını. Evet belki çok şey yaşamadım henüz. Ama yaşadığım kısa süreç de gayet heyecanlı, bol nüktedanlı, biraz biraz muzip, azıcık da hüzünlü –değil. Gerçekten değil. Lâkin yine de yazmak istiyorum.
Hayır yani yazsam ne olur ki. Aşkolsun hepinize. Kimler neler yazmıyor, bir şu kardeşinize bunu çok mu gördünüz? (Az daha uğraşırsam RTE konuşması tandansı yakalayacağıma inanıyorum.) Bakın bu kardeşiniz,.. (Haaah, oldu işte.) Neyse neyse. Yazacağım. İster kınayın beni, ister alay edin benimle, dalga geçin. Yazacağım. O hayat hikâyesi can bulacak. Nokta.
Biliyorum ben de. Siz okumazsanız bir anlamı olmayacak o hikâyenin. Tamam biliyorum. O yüzden yazıları aslında varedenler siz-biz okuyucularız. Tıpkı renkler gibi. Renkleri varedenin aslında ışık olduğunu biliyor musunuz? Bilin. Renkler aslında yoktur. Karanlıkta tamamen yokolurlar. Işık onları var eder. Yazılar da öyle işte. Okuyucusuz yazı, yoktur. Hiç varolmamıştır hatta. İzleyicisiz tiyatro, dinleyicisiz müzik gibi. Ama bir kez seyredilegörsünler. Hemen peydah olurlar hiçlikten.
Bir de hiçbir şey yoktan varolmaz derler. Hıh!
Konudan sapmak istemiyorum, hayır, bu oyununuza gelmem. O hikâye yazılacak. Fakat uygun bir isim bulmalıyım. Yani, accayip yaratıcı olmalı, klişelere kaymamalı, hiç akla gelmeyen, ama duyulduğu anda da hemen hafızalarda yeredinebilen bir başlık bulmalıyım. Yardımlarınıza açığım, gerçekten. Elele vererek bunu halledebiliriz bence. Haydi bir gayret. Hayret!
Ama genellikle tabii, başlık en son konur. Yani ne bileyim, bize ilkokulda öyle öğrettilerdi. En son başlığınızı yazın derlerdi. Kimler derlerdi, onu bilmiyorum. Öğretmenler olabilir. Mantıklı bu. Ama mesela en azından bu yazının başlığını en başta yazdım ben. Kızdın mı örtmenim? Kızma.
Daha fazla uzatmak istemiyorum, uzatırsam bu büyük projemden vazgeçmekten korkuyorum. Bir şey üstüne sayfalarca düşününce o şeyin sihri gidermiş derler. Bak yine onlar. Kim bunlar, lanet olsun. Bat dünya, bat.
Artık başlıyorum sevgili okurlarım (size böyle seslenebilirim bence artık.) Hazırsanız.. (değilseniz de yazıyorum, ama okuyun.) ♦